Afazi ve Gezi Parkı
Afazi ve Gezi Parkı
Hükümet temsilcileri, Gezi'de meydanlara akan öğrenci, öğretmen, işçi, doktor, yani tamamen bu halkın sıradan bireyleri olan kitleyi terörist olarak tanımlarken, gerçek terörist kavramını son 30 yıldır iyice öğrenmek zorunda kaldığımız için, bu tanımı anlayamamıştık.
Ergenekon mahkemesi kararında, ülkenin eski genelkurmay başkanı da dahil olmak üzere, askerler, gazeteciler net ve inandırıcı deliller olmaksızın resmen terörist ilan edilince ve İlker Başbuğ Apo'yla aynı cezaya çarptırılınca, davanın sanıklarından eski derin devletle alakalı tetikçi, mafya babası zanlıların çoğu ya serbest bırakılıp ya da nispeten az cezaya çarptırılınca, yine aynı kavram karışıklığını yaşadık.
Son dönemde neredeyse başucu kitabım olan Schrödinger'in Kedisi isimli iki ciltlik kitabında Alev Alatlı "afazi" diye bir kavrama özellikle vurgu yapar.
Afazi, kısaca, toplumun kendi diline yabancılaşması suretiyle, toplumun bir kısmının telaffuz ettiği kelimelerin aynı toplumun başka kısımlarında karşılığı olmaması. Düşünme dediğimiz eylem de sonuçta dil odaklı olduğu için, anlaşılamayan kelimelerle düşünme ve muhakeme yapabilme şansının kalmaması anlamına gelir.
Sanırım yaşadığımız olaylar bu tanıma uyuyor. Hükümet, ve resmi mahkemeler bir terörist tanımlaması yapıyor ama tanımlanan durum halkın bir kısmının kafasında bu tanıma uymuyor.
Dolayısıyla, hükümetin ve mahkemelerin ne dediğini anlayamıyor insanlar. Aynı şekilde Gezi eylemlerine katılan sıradan insanlar, demokrasi, hak, eşitlik, adalet, orantısız güç kullanımı diyor, ama otoritenin bu kelimeleri algılama biçimi farklı olduğu için bu kez de otorite bu insanları anlamıyor.
Güncel cemaat tartışmalarında yine benzer tablolar var.
Afazi'nin toplumda nelere yol açabileceği konusu kitapta etraflıca anlatılıyor, burada detaya girmeye gerek yok, ama hayırlı şeylere yol açmayacağı net gibi. Umarım böyle sürmez.
Ergenekon mahkemesi kararında, ülkenin eski genelkurmay başkanı da dahil olmak üzere, askerler, gazeteciler net ve inandırıcı deliller olmaksızın resmen terörist ilan edilince ve İlker Başbuğ Apo'yla aynı cezaya çarptırılınca, davanın sanıklarından eski derin devletle alakalı tetikçi, mafya babası zanlıların çoğu ya serbest bırakılıp ya da nispeten az cezaya çarptırılınca, yine aynı kavram karışıklığını yaşadık.
Son dönemde neredeyse başucu kitabım olan Schrödinger'in Kedisi isimli iki ciltlik kitabında Alev Alatlı "afazi" diye bir kavrama özellikle vurgu yapar.
Afazi, kısaca, toplumun kendi diline yabancılaşması suretiyle, toplumun bir kısmının telaffuz ettiği kelimelerin aynı toplumun başka kısımlarında karşılığı olmaması. Düşünme dediğimiz eylem de sonuçta dil odaklı olduğu için, anlaşılamayan kelimelerle düşünme ve muhakeme yapabilme şansının kalmaması anlamına gelir.
Sanırım yaşadığımız olaylar bu tanıma uyuyor. Hükümet, ve resmi mahkemeler bir terörist tanımlaması yapıyor ama tanımlanan durum halkın bir kısmının kafasında bu tanıma uymuyor.
Dolayısıyla, hükümetin ve mahkemelerin ne dediğini anlayamıyor insanlar. Aynı şekilde Gezi eylemlerine katılan sıradan insanlar, demokrasi, hak, eşitlik, adalet, orantısız güç kullanımı diyor, ama otoritenin bu kelimeleri algılama biçimi farklı olduğu için bu kez de otorite bu insanları anlamıyor.
Güncel cemaat tartışmalarında yine benzer tablolar var.
Afazi'nin toplumda nelere yol açabileceği konusu kitapta etraflıca anlatılıyor, burada detaya girmeye gerek yok, ama hayırlı şeylere yol açmayacağı net gibi. Umarım böyle sürmez.
0 yorum: