***BORSA, ENDEKS, HİSSE, FOREX TEKNİK ANALİZLERİ***ETKİN SOSYAL MEDYA KULLANIM BİLGİLERİ***ÜCRETSİZ ONLINE SEO DERSLERİ***GÜNCEL YAŞAM İÇ VE DIŞ SİYASET DEĞERLENDİRMELERİ***

Las Vegas

las vegas



Birtakım imajlar sıyrılıp bilincin derinliklerinden kopup gelen.

Biraz yorgunsundur o gün muhtemelen biraz uykusuz, sabah erken kalkmışsındır ve bir yolculuk yapmışsındır. İnince, hafif bir kaybolma ve yoğun özgürlük duygusu.. Gittiğin yer kendi iklimine uygun bir merhabayla karşılamıştır seni.. Yaşam onların kendi dillerinde hızla akmaktadır ve birden parçasısın onun, ya da değilsin, tercih senin, güzel bir seçim duygusu.






Böyle olageldi 10 yıl boyunca farklı coğrafyalara gidişlerim.. Büyülü bir şehirle vedalaştığım gün. Çelik kanatlı devasa kuş tekerleklerini yerden kestiğinde,gökyüzündeyim. Günah şehri adıyla anılan bir şehirden ayrılırken kentin uçaktan görünen ve gittikçe uzaklaşan silüetine, yanındaki vatandaşın şaşkın bakışları arasında, işaret parmağını dudaklarına götürüp küçük bir buse göndererek veda eden ve ona böyle bir şans verdiği için Allah’a şükreden kaç kişi vardır bilmiyorum. İşte şimdi ben onlardan biri oldum.


Gökyüzündeydim demiştim, gökyüzünü, ya da pilotun az önce yaptığı anonsta kullandığı ifadesiyle “sema”yı seviyorum. İnsanın fiziki olarak gökyüzünde olmasıyla ruhi olarak gökyüzünde olmasının farkını biliyorum ve ikincisini de seviyorum. 

İlk gidişimi hatırlıyorum, garip bir duygu yerleşmişti içime. Aradaki uzun saatlik mesafe, saat farkından dolayı uçuş boyunca neredeyse hep gündüz olması gibi ilk kez şahit olunacak fiziksel ilginçliklerin vardı. Sabah kalkıp ben bu kadar uzağa gidiyorum demek, sabah kalkıp Ben İzmir’e gidiyorum ya da ben Ankara’ya gidiyorum demekten biraz farklıydı.. Alacakaranlık kuşağı gibi
.. İşin hoş tarafı İstanbul’daki masandan dünyanın öbür ucunda bir organizasyonu adım adım sonuca vardırmış olmaktı ki tamamen yabancı bir şehirde emek harcadığın ve kısmen sana ait hissettiğin şeylerin orada seni bekliyor olması (ya da beklemiyor mu yoksa?, birşeyler ters gitti mi ki acaba? gibi kemirici ve kışkırtıcı sorular öte yandan kafanda dönerken) anlatılması zor hislerdi.


Şehrin silüetinin önüme ilk uzandığı anı hatırlıyorum ardından.

las vegas1


Parlaklığın ve ışıltının kelime anlamları yerlerini bulmuş gibiydi. “Gerçek” değildi, tamamen kurmaca bir şehirdi ama kimin umurunda.. Taksi olarak hizmet veren tamamen Amerikan ebatlarına uygun büyük ve son model Ford o çok geniş ve çok şeritli yollarda adeta akarken düşündüklerimi anımsıyorum. Işıltıların tahrik edici cazibesi 16 saatlik yolculuk yapmış yorgun bir adamı bile kışkırtacak cinstendi.



las vegas2


Herseyin sahte ama bir o kadar da güzel oldugu yer olarak tanımlanabilirdi burası.. Bir yere oturduğunda garsonun ilk sorusunun nasıl ödeyeceksiniz, nakit mi kredi kartı mı? olması eğreti durmuyor. Kazanmak ve daha cok tüketmek üzerine kurgulanmış bu kültürün temelinde bu var, ozellikle de şehir çölün ortasında yaratılmış bir kumar ve eğlence merkeziyse.. Bu şehir tam anlamıyla bir "proje" hem de başarılı bir proje.. Silindirleri ve itenekleri sürekli çalışan bir motor gibi, kendi sinerjisini kendisi yaratıyor.. İnsanların birbirine merhaba yerine" "good luck" dedikleri bir garip diyar.

İyi yolculuklar, bugünün tüm yolcularına

0 yorum:

Google
Bumerang - Yazarkafe

Blog Arşivi

91, "Dokuz", rakamla.

91, "Dokuz", rakamla.