***BORSA, ENDEKS, HİSSE, FOREX TEKNİK ANALİZLERİ***ETKİN SOSYAL MEDYA KULLANIM BİLGİLERİ***ÜCRETSİZ ONLINE SEO DERSLERİ***GÜNCEL YAŞAM İÇ VE DIŞ SİYASET DEĞERLENDİRMELERİ***

2014 Yerel Secimleri Ne Soyledi


Yerel seçimlerde il genel meclisi sonuçları genel seçimlerdeki milletvekilliği sonuçları gibi düşünülür. Bu mantıkta şöyle bir tablo çıkıyor ortaya




Şimdi Parti isimlerini kapatın, ve bu tabloyu Türkiye'yi hiç tanımayan bir siyaset bilimciye gösterin. Yani sadece grafikler üzerinden konuşsun. Ülkedeki sorunun iktidar değil muhalefet sorunu olduğunu söyler.

Daha detaylı bir analiz için partiler hakkında biraz bilgi ister.

Ona özetle şunlar anlatılır: 4.sıradaki partinin batıda üç ve 2. sıradaki partinin doğuda hiç bir ağırlığı olmadığı söylenir. Devlette etkin olma çabasındaki dini referanslı bir grubun yakın zamana kadar 1. partiyi desteklediği, ardından seçim öncesi yolların ayrışmasıyla 1. partinin yöneticisi ve ileri gelenlerin karıştığı yolsuzlukları ses kayıtlarıyla ifşa ettiği anlatılır. 1. Partinin bir yöneticisinin "bu kayıtlar gerçek olsa bile millet inanmaz" dediği belirtilir.

4. partinin, ülkedeki en azılı terörist liderle organik bağı olduğu, seçimden sonra özerklik isteyeceklerinden dem vurduğu anlatılır. Tabii bu siyaset bilimci, ülkedeki muhalefet sorununun bir boyutunu anlamış olur. Muhalefet iktidara karşı değil, doğrudan ülkenin rejimine karşı bir muhalefettir.

3. partinin, halen içeride milletvekili tutuklu olan tek parti konumunda olduğu anlatılır. Bu milletvekilinin de 4. partinin bağı olduğu belirtilen teröristi ülkeye getiren askerlerden biri olduğu söylenir.

2. partinin, ülkenin kurucusu ve ulu önderinin partisi olduğu belirtilir. Bu partinin, uzunca bir dönem vesayetçi güç olarak adlandırılan bir eliti temsil ettiğinin düşünüldüğü anlatılır. Ardından dini referanslı grupla 1. partinin bu vesayeti kaldırıyoruz diye bir takım özel yetkili mahkemeler kurduğu ve bu partinin iki milletvekili de dahil olmak üzere yüzlerce insanı yıllarca tutuklu yargıladığı söylenir. Tam, evet vesayeti kaldırdık dedikleri anda 1. partinin birden bir şeyi fark ettiği söylenir.

Neyi mi? Meğer vesayeti kaldırırken o dini referanslı grup başlı başına bir vesayetçi olup çıktığını. Bu vesayet, 1. partinin atadığı genelkurmay başkanını içeri alıp, yine Başbakan'ın atadığı mit başkanını içeri almaya çalışınca; üstüne bir de yapılan yolsuzlukları ifşa edince, 1. parti dayanamaz, yemişim vesayetinizi der vesayetçi diye içeri aldıklarını bırakır, o gruba ait olduğunu düşündüğü destan yazan polisleri, hakimleri savcıları sürklase ederek atamalar yapar. Vesayetse onu da en iyi ben yaparım moduna girer. Hak, hukuk, adalet? kayboldu, hükümsüzdür:)

Neyse konu 2. Partiydi. Bu dini referanslı grup, 1. partiye karşı 2. ve 3. partiyi destekleyeceğini ima eder. Yalnız, kanaat önderleri Said-i Nursi ve Fethullah Gülen olan bir grubun bunu nasıl yapabileceği ya da yapsa da bu partinin ilkelereine bağlı insanların bunu nasıl karşılayıp, içlerine nasıl sindirebilecekleri bir muammadır. Vs vs uzar bu.

Tüm bu anlatılanlardan ortaya çıkan tek bir net gerçek var. Bunları anlattığımız o siyaset bilimci kesin bu işi bırakır ve İzmir'e yerleşip hayatının geri kalanını Kordan'da körfezi izleyip bira içerek geçirmeye karar verir:)

Ben ise şunu söylerim. Cemaat, eğer söylendiği kadar etkin ve akıllı bir grupsa, ve orta uzun vadeli hesaplar içindeyse, bu seçimlerden bir şey beklemeyecek kadar da gerçekçidir. Algı yönetimini sadece twitter kullanan bilgisayara meraklı kitleyle sınırlı tutarak hemen netice almayı beklemeyecek kadar iyi tanıyordur bu ülkeyi. Tayyip Erdoğan, 1999'da AKP'yi kurup genel seçime katılsaydı, kazanabilir miydi? Cevabınız evetse yazıya devam etmenize lüzum yok.

Cevabınız hayırsa ikinci bir soru 1999-2002 arası uzun bir süre mi? Normal bir ülke için değil, Türkiye evet. Tayyip Erdoğan 1994-2002 iki arası Tayyip Erdoğan olmuş, 2002'de seçilmiş ve bugünlere kadar gelmiş.

Şimdi, seçimde açıkça görüldüğü üzere belli bir potansiyeli olmayan bir grubun (ya da belki de arkasındaki akıl her kimse onun) sıfır ptansiyelle 10 yılda 1. partiden ne istediyse almış olduğunu düşünürsek, bir orta vade planları olduğunu kabul etmeliyiz.

Seçimden sonra hangi isim yeniden parlatılacak izlemek lazım. Diyelim o isim Ahmet Mehmetoğlu.

10 sene sonra yine birisi bir yazıda şunu soracak muhtemelen. Ahmet Mehmetoğlu, 2014 seçimlerine girse kazanabilir miydi? Cevap evetse okumaya devam etmeyin:) 

Bu yazı için son söz: Keşke son yolsuzluk kasetleri, dolayısıyla yolsuzluklar hiç olmasaydı ve belki de ilk kez belli hesaplar içindeki bir ortak akla karşı millet cevabı verdi diyebilseydik. 

Herkese iyi haftalar.




Site Haritası için tıklayın

0 yorum:

Google
Bumerang - Yazarkafe

Blog Arşivi

91, "Dokuz", rakamla.

91, "Dokuz", rakamla.