***BORSA, ENDEKS, HİSSE, FOREX TEKNİK ANALİZLERİ***ETKİN SOSYAL MEDYA KULLANIM BİLGİLERİ***ÜCRETSİZ ONLINE SEO DERSLERİ***GÜNCEL YAŞAM İÇ VE DIŞ SİYASET DEĞERLENDİRMELERİ***

Lozan Nere, Türkiye Nere




Dünya üzerinde ülkelerin izledikleri, kökeninin tarihlerinden alan gelişme ve kalkınma modelleri vardır.

Ülkeler, medeniyetlerinin ardıllarıdır. 


Avrupa ülkeleri 2. dünya savaşında darmadağın oldular. Yalnız, kaybettikleri nüfus ve bina vs kaybıydı. Coğrafi keşiflerle başlayıp, sömürgecilikle elde ettikleri sermaye ile yapılandırdıkları, rönesans-reform ve sanayi devrimi ile harmanladıkları bir ekonomi know-how'u, gelişmiş burjuvazileri ve belirli bir toplum yapıları vardı. 

Bunu ikinci dünya savaşının ardından refah devleti kavramı ile bütünleştirdiler ve toparlanmaları zor olmadı.

Daha kolay anlaşılması için, daha basit örnekleştireyim.


Mercedes fabrikası yıkıldı belki ama Mercedes üretebilmek yeterli bilgi birikimi ve altyapısı devam etti, bir bina yapıp üretmeye devam edebildi.

ABD başka bir model, sömürgecilik yarışına 300 yıl geriden başladılar, ama farkı kapattılar. 


Para birimlerini dünyanın rezerv parası yaptılar, Afganistan'a, Irak'a, gerek duyarlarsa Suriye'ye saldırırlar ama oralara harcadıkları her kuruşu karşılıksız olarak sadece kağıt maliyetine basıp re-finansman yaparlar. Oluşan likitide bolluğuyla EM piyasalarını da uçurup bu piyasalardaki borsa oyuncularına bile üç beş kuruş kazandırırlar.

İlla bir model aranıyorsa, militarist modeller yerine, Uzakdoğu örneği üzerine düşünülebilir. 


Japonya 2. Dünya savaşı sonrasında yıkılan ülkelerden ama savaştan bunalmaları nedeniyle ordularını lağvedip sadece çok çalışarak bir ekonomi mucizesi yaratmıştır. Bizim belki konumumuz gereği orduyu lağvetme seçeneğimiz yok ama orduya dayalı bir genişleme ve büyüme şansımız da yok, tek çaremiz var, boş konuları tartışmayı bırakıp çok ama çok çalışmak..

Türkiye'ye ve Lozan.


Masada kaybedildi diyenler var. 

Savaşmaksa savaşmak, 10 parçaya bölünmüş, fiili işgal altındaki, paylaşılmış ülkeyi Sevr'den Lozan'a getirebilmek başarıdır bence. 

Lozan beğenilir, beğenilmez, ayrı, daha iyisi olabilirdi dienilebilir, daha iyisi her zaman mümkündür elbette. 

Ancak, dönemin şartlarıyla değerlendirmek gerekir. 

O şartlarda Türkiye'nin, sanayi devrimini tamamlamış bir medeniyetin ardılı olduğuna mı, yoksa fetih-savaş kültürünün ardılı mı olduğuna bakmak gerekir. Osmanlı, sömürgeci bir medeniyet değildi, kaynakları ana vatanına transfer etmedi. Dolayısıyla bir anavatanında bir sermaye birikimi yoktu, bize kalan ana ekonomik miras, Düyun-u umumiye borçlarıydı. Bilgi-teknoloji-ekonomi mirasımız da yoktu. 

Yukarıda Mercedes örneğini verdim, adamlar yıkıldıkları anda bile bir teknoloji know-how'una sahiptiler, biz 2013 yılında hala Türk otomobili yapabilir miyiz diye tartışıp bu işi milli politika haline getirmek yerine bunu yapabilecek bir "babayiğit" arıyoruz. Yapma potansiyeli olan sanayi gruplarına ise randevu bile vermemekle övünüp, diz çöktürme derdindeyiz. Hükümetin böyle bir derdi var mı bilmiyorum ama yandaşlar bunu böyle lanse edip mutlu oluyor. 

Bu anlayışla biz Suriye'ye de saldırsak, İran'ı da dövsek, zor.



0 yorum:

Google
Bumerang - Yazarkafe

Blog Arşivi

91, "Dokuz", rakamla.

91, "Dokuz", rakamla.