***BORSA, ENDEKS, HİSSE, FOREX TEKNİK ANALİZLERİ***ETKİN SOSYAL MEDYA KULLANIM BİLGİLERİ***ÜCRETSİZ ONLINE SEO DERSLERİ***GÜNCEL YAŞAM İÇ VE DIŞ SİYASET DEĞERLENDİRMELERİ***

Atanmiş Secilmiş. Bir Turkiye Hikayesi




Atanmış, seçilmiş. Ülkeyi seçilmişler yönetmeli. Şüphesiz..

Seçim, alternatifler arasından olur. Basit mantık, sadece A, B, C, D seçenekleri varsa E seçilemez. Ülkemizde 50+ yıl geçmişe sahip sadece iki seçenek var. Bunlardan CHP'ye A diyelim, MHP'ye B. Parti isimleri değişse de siyasal çizgi bakımından 50+ yıl olanlara Saadet Partisini de ekleyip ona da C diyelim. Bdp gibi ırksal kökenli, BBP, İP gibi oy potansiyeli her daim düşük partileri şimdilik hesaba katmayalım.

Çok partili sisteme geçildiğinden bu yana A, B, C hiçbir zaman tek başına iktidar olamıyor. 

Merkez sağ diye bir kavram var. Halkımız bunu seviyor. Merkez sağı temsil eden partiler sürekli değişiyor ve bir çoğunun ömrü maksimum 20 yıl oluyor. Bu süre sonunda ya bugün DYP ve Anap gibi sadece tabela partisi olarak kalıyorlar ya da AP, DP gibi tarih oluyorlar. Merkez sağ anlayışına en yakın parti ya koalisyon ortağı oluyor, ya da tek başına iktidar.

İlginçtir, Bu merkez sağın başındaki isimler, hep tartışmalı.

Menderes, ülkeyi NATO'ya sokma uğruna canları feda edebilmeyi göze alarak dünyanın bir ucunda, bizimle ilgili olmayan bir savaşa Mehmetçik gönderiyor. İktidarı döneminde dış borç oranında büyük bir artış yaşanıyor, feci bir şekilde ABD bağımlısı bir ülke olmaya başlıyoruz.

Demirel için mason diyeninden Morrison Süleyman'a kadar bir sürü yakıştırma var. Yine hep ucu ABD'ye bağlanan söylemler.

Özal, ülkeyi küçük Amerika yapacağım diyerek sivriliyor, Baba Bush'un bir numaralı kankası. Orgeneral Torumtay'ın ilkeli duruşu olmasa o da Menderes gibi Mehmetçikleri ABD uğruna cepheye sürmeye hazır. Gerekçesi kendi ifadesiyle, bir koyup üç almak. Diplomasi teriminden çok kumar terimine benzeyen bir söylem. Dikkat ettiyseniz, kısacık paragrafta iki tane Amerika kelimesi geçti.

Erdoğan, ABD'nin 11 Eylül sonrası Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya ılımlı İslam politikasını yerleştirme politikasına müthiş uyumlu bir şekilde koyu Milli görüşçü kimliğini bırakıp, "ben değiştim" diye sahneye çıkıyor. BOP projesinde ABD ile müthiş paralellik gösteren söylemleri var, eşbaşkan olduğu dile getiriliyor ve iktidara geliyor. Bakın yine iki tane Amerika geçti yine:)

Son ABD gezisinde bir şeyler oluyor, ABD Başkanı'nın Erdoğan ile telefonda konuşurken elinde beyzbol sopası ile fotoğraf kareleri basına veriliyor sonrasında cemaat devreye giriyor, yıllardır kayıtlanan belgelenen verileri birden ortaya çıkarıyor falan. ABD eski büyükelçisi yerel seçim fikir vermez, daha önemli seçimler olacak diye cumhurbaşkanlığı seçimlerini işaret ediyor. Anladığım, bu seçimlere yönelik daha sert bir algı operasyonu yapılacağının sinyalini veriyor. Bu kez konunun muhtemelen, halkımızın hiç bir zaman bu sebepten iktidar düşürmediği yolsuzluk olmayacağı fikrine kapılıyorum. Yani D'deki aktör yine değişebilir gibi anlıyorum.

Tüm bunları aynı paralelde düşününce evet seçiyoruz biz. A, B, C aynı kalmak suretiyle sürekli D'nin seçiyoruz, ama bu D sanki birilerince atanıyor gibi geliyor bana. Dilerim yanılıyorumdur.




Site Haritası için tıklayın

0 yorum:

Google
Bumerang - Yazarkafe

Blog Arşivi

91, "Dokuz", rakamla.

91, "Dokuz", rakamla.